Macera Dolu Amerika! (Bahamalar 1)

Deniz yolculukları beni her zaman ürkütmüştür. Şimdiye kadar dinlediğim hikayelerden, filmlerden etkilenmiş olsam gerek nişanlımın bana yaptığı cruise seyahati fikrine gemiye binene kadar hiç sıcak bakmadım. Fakat; her şey deniz tutması denilen olayım geçene kadarmış :) 

 Jacksonville ve karadaki son günümüzün sabahında yine bir outlet bulup bolca gezdi. Amerika'daki outletlerin en sevdiğim yanı arazilerinin fazla fazla olmasından açık havada severek alışveriş yapabilmeniz. Bizim de son outlet durağımız ST. Johns Town Center oldu.

 Outletten ayrıldıktan sonra yaklaşık 1 saat sürecek Marina yolculuğumuz başladı. Tabii benim gerginliğim de. Stresimden bol bol ütüledim nişanlımın kafasını. "Ne güzel road trip yapıyorduk mecbur muyuz o gemiye binmeye?, Araba nerede kalacak? Ya o gemi batarsa biz de ölürsek?"vs. vs. 

 Arabanızı ne yazık ki Amerika'da gelişi güzel bir yere bırakma şansınız yok; çekilme ihtimali çok yüksek, cezalar ise hayli fazla. Mecbu kabul ettik arabamızı Marina'nın otoparkında bırakmaya ve bana çok fazla gelen 75$ 5 gün için arabamıza verdik!  Gemiyi gördüğümde stresim biraz olsun dindi ve yerini heyecana bıraktı. Ne de olsa ilk defa bir cruise gemisine biniyordum. 

Gemimizin adı Carnival Fascination. Uzun güvenlik kuyruklarından geçtik. Herkesin elinde kendi yastığı, su sişeleri, içececekleri vardı. Her milletten insan var gibi bir şeydi. Sira bize gelip de Turk olduğumuzu söylediğimizde yüzlerde bildiğimiz sempatik bir gülüş ve Antalyamızın, Bodrumumuzun güzellikleriyle dolu birkaç ani dinledik görevlilerden. Amerika'da yaşın bir önemi yok çalışmak için. 60 yaşında birbayan bizim tüm check in işlerimizi tamamladı ve giris kartlarimizi verdi. 10 kat olarak kabul edilen geminin 3.katından gemiye giriş yaptık. Bizim odamız 5. kat Main Deck'teydi. Odamız küçük fakat fazla sevimliydi. Zaten sevmek zorundaydım zira 5 gün bu gemide kalacaktık! Odanız standart bir otel odası gibi duşu tuvalet banyosu, televizyonu her şeyi incelikle düşünülmüş ve dizayn edilmişti. Minicik oda oldukça iyi dekore edilmişti. Televizyonda bir kanal size yolculuğunuz hakkında bilgi verirken, diğer bir kanal güvenlik önlemlerini anlatıyordu. Başka biri ise gemideki alışveriş fırsatlarını anlatmaktaydı. Sonra; herkesin oda ve kat numarasına göre belirli katlarda toplanması istendi bizden. Güvenlik eğitimi verilecekti. O kadar kalabalığa rağmen hep birlikte istenilen salonlara gidip eğitimlerimizi aldık. Sonra da yemek yemeğe 10.kat Lido'ya çıktık. Lido'da 24 saat yemek servisi var. Bir taraf fast food, diğer taraf İtalyan mutfağı, diğer taraf Moğol mutfağı. İlk seçimimiz Moğol mutfağından yana oldu. Toplu yerlerde yapılan yemeklerden pek hazzetmem nedense burası da bizi çok şaşırtmadı. Nişanlımla diğer katları gezmeye başlayıp, keşfe cıktığımızda gemiyi, gemimiz kalkalı da 1 saate yakın olmuştu. Keşif bu ya asansör yerine merdiven kullanalım dedik; ama o sarsıntıyla olanlar oldu bana! 

Deniz tutması denilen olayı yaşamaya başladım. Çabucak odamıza çıktım ve hemen uzandım. Neyseki odaya deniz tutması için ilaç koymuşlardı. Sadece uyumayı diledim ve sabaha kadar deliksiz uyudum...